Her yıl 18 Mart’ta, tarihimize altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutlamanın onurunu yaşamakta, aynı anda kutsal vatanımız için bugüne kadar canlarını feda ederek ebediyete intikal eden tüm şehitlerimizin yüce hatırası önünde rahmet, minnet ve saygıyla eğilmekteyiz.

Bugün, tarihin yazdığı en gerçek, en şerefli kahramanları yâd etmek, Çanakkale Zaferinin 100. yıldünümünü ve aziz şehitlerimizi anmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Çanakkale, milletimizin varoluş mücadelesidir. İnanç, vatan sevgisi, dayanışma, birlik ve beraberlik duygularının, zamanın en güçlü ve donanımlı ordularına karşı koymasındaki üstün başarısını gösteren bir mücadeledir. Çanakkale Zaferi, dünya literatüründe bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin tamamen değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Milletinin belirleyici ve aktif bir rol oynadığı, Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk Milletinin Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kahramanlık ve fedakarlıklarının doruk noktasına ulaştığı bir azmin mücadelesidir.

Çanakkale savaşlarının yaşandığı 1915 yılında, Osmanlı İmparatorluğu bu bölgenin dışında Kafkasya, Sina ve Filistin, Irak, Hicaz-Yemen ve Irak cephelerinde de savaşmakta, aynı zamanda Anadolu’daki isyan ve ayaklanmaları bastırarak topraklarını korumaya çalışmaktaydı.

Çanakkale, dünyanın farklı bölgelerinden birçok milletin kayıplar verdiği, destanlaşmış, etkisi gelecek nesillere de yansımış, bu açıdan tarihin yeniden yazılmasına vesile teşkil etmiş bir savaştır. Türk milletinin bu savaş sonunda kazandığı zafer ise bir varoluş mücadelesinin sonucudur. Bu bağlamda, ülkemiz için olduğu kadar dünya tarihi açısından da büyük öneme sahiptir. Bu nedenle 18 Mart’ta ülkemizin yanı sıra dünyanın çeşitli bölgelerinde düzenlenmekte olan törenlere yabancı katılımcılar da yoğun ilgi göstermektedir.

Bu çerçevede bizler de bugün, Fatih Sultan Mehmet’in 1466 yılında Kamengrad Kalesi’ni fethi sırasında şehit olan askerlerimiz anısına yapılan bu anıtta BH’li kardeşlerimizle birarada olmanın verdiği yoğun hissiyat içerisindeyiz. Kamengrad şehitliği esasen, tarihimiz ve halklarımız arasında yüzyıllara dayalı yakınlığın en somut göstergelerinden birini oluşturmaktadır. Balkan kökenli vatandaşlarımızın da şehit düştüğü Çanakkale Savaşlarını ve tüm şehitlerimizi andığımız 18 Mart gününü, ortak tarihimizin en kıymetli miraslarından olan bu şehitlikte, şehitlik mertebesine ulaşmış olan atalarımızın yattığı bu topraklarda yadetmek hepimiz için ayrı bir anlam taşımaktadır.

Bugün burada aynı zamanda, 28 ayrı Ermeni terör örgütü kaynaklı saldırıda 42 diplomatımızın da şehit olduğunu hatırlatmak isterim. Onlar sadece Türk oldukları için ve Türk milletini temsil ettikleri için aramızdan ayrılmışlardır. Dışişleri Bakanlığı mensupları olarak şehitlerimizin emanetini yüceltmeye ve dünyanın dört bir yanında her ne zorlu koşulda olursa olsun ülkemizin menfaatlerini savunmaya devam edeceğiz. Bizler, görevimizi ifa ederken, ebedi düşmanlık anlayışının sadece acılara sebep olduğu ve barış arayışının esas olması gerektiği mesajını vermeyi sürdüreceğiz.

Türk milleti vatan uğruna canlarını seve seve veren şehitlerimizin ve gazilerimizin değerini daima bilmiştir. Onları asla unutmamıştır ve unutmayacaktır. Başta ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyor, hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz.

Ruhları şad olsun.